Münih Notları

Gezi günlüklerimi yazmayı erteledikçe zaman aşımına uğradığı bir gerçek. Sanırım yaşlandıkça bu gerçekle daha da bir yüzleşir oluyor insan. "Erteleme, yap" mottosu hop diye yer buluveriyor insanın hayatında. Erteleyen bir tarafım olduğundan değil yaşlandığımdan, bu sitemim kendime. Yapacak çok şey, bunların tamamını yapmaya yetecek çok az zaman var. Üstelik yaşlılık da yorgunluk, dikkatte dağınıklık, zaman yönetiminde sıkıntı gibi etmenler ekleyince duruma hayat daha az yaşanılır hale geliyor. Neyse ki gezecek görecek daha çok yer var ki, dünya hala yaşanılabilir bir yer olarak önemini koruyor gündelik hayatlarımızda :)
Siegestor München
Yazdıklarımı okudukça o kadar eğleniyorum ki anlatamam böyle saçma sapan bir Türkçe, akademik dilin sığlığında boğulan gündelik dilin rahatlığı ve bu karmaşada her geçen gün kendini ifade etmekte daha da zorlanan ben! Konuyu dağıtmadan hemen Münih gezime dönüyorum.
Geçen hafta Münih'teydim 17-22 Nisan tarihleri arasında ilk gez bir gezi planımı gerçekleştirmeden döndüm bir gezimden ama ne yalan söyleyeyim öyle rahatladım öyle keyif aldım ki. Koşturmaca yok, planlar yok. "Amaan, Nil sabah olsun da bakarız!" :) amaaan yarın bakarız! ifadesi yaşanınca ne kadar keyifli bir anlam katıyormuş hayata :) Nil benim erasmustan arkadaşım dırdırlarıma vıkvıklarıma hofpuflarıma en alışık olanlardan, sağolsun :) Dünya tatlısı, dünya şaşkını bir arkadaşım benim :) Münih Teknik'te, Eğitim Bilimi Master'ı yapıyor ve sığlığım burada bir kez daha yüzeye çıkıyor
Schloss Nymphenburg
"O ne lan, öyle bilim mi olur siz napıyonuz şimdi orda??"
"Bak Kübracım şimdi şöyle: ......"
"Heeee...." (derin bir sessizlik) "Olur tabi o zaman" (Lanet bi insanım :))
Nil beni bir pamuklara sarıp sarmalamadı, onu da yapsaydı onu oracıkta boğardım zaten :) Evren insanlara tatlılık dağıtırken hiç de adil davranmamış, Nil'i tanısanız ne demek istediğimi anlardınız. Hem dedim ya zaten dünya tatlısı diye. Yalnızlıktan ölsem ya ben artık derken, aman beya hayat ne güzel, hayatımda ne güzel insanlar var dedirtti bana bir kez daha. Şirinlik abidesi. Buradan kendisine bir kez daha teşekkür edeyim de, adet yerini bulsun :)) (yaşasın kötülük) Bana yemekler pişirdi,gezdirdi, sabahlara kadar dinledi sağolsun o kadar çok konuştum ki konuşmaktan yorgun düşüp sızdım da kuzum bir kez şikayet etmedi, 20'lik dişinin azizliğine rağmen üstelik :) Sağolasın Niltoş çok teşekkür ederim tekrar.
Gelelim Münih'e. Güzel bir şehir, ama şehir bildiğin. Kocaman şehir işte. Trafik, kalabalık, pahalılık, Türkler... Münih'te yaşamak istemiyorum kesinlikle, ondan dolayı Ludvig Maximillian Universitesi'ni listemden direk çıkardım ki, üniversiteyi gezme arzusu bile duymadım anlık dahi olsa.
Münih'e dair ne anlatılır bilmiyorum, kesinlikle güzel bir Bavarya şehri, düzeni, mimarisi, kolaylığı, tarihi. Özellikle de sarayları (hiç tek bir şehir de bu kadar çok saray -palace -schloss olabileceği aklıma gelmezdi), hepsi birbirinden güzel, parkları bahçeleri... Her şeyi süper. ama bir kere yaşamak istemedim ya orada işte yazacak bir şey bulamıyorum şu an. Nymphenburg'daki dondurmacıdan bahsetmeden edemeyeceğim, çok tatlıydı. Easter tatili olduğu için her yer kapalı her yer extra sessizdi, buna rağmen keyifli bir şehir turu oldu. Üstelik hava sürekli kapalı ve yağışlıydı. ama arada sırada yağmadığı da oldu :)
Nil'in yurdunda kaldık orada bulunduğum süre zarfında. Yurt Oberschleissheim'daydı, Hauptbahnhof'tan 20 dakikalık uzaklıkta ve her 20 dakika da bir tren vardı, ben burayı çok sevdim, sessiz tertemiz havası çevresi. Şehir insanı değilim neticede o kadar hayran kalmam çok da anlaşılamaz bir durum sayılmaz.
Ben Münih'i anlatmak istemiyorum gerçekten, ancak orada gezmekle ilgili bir kaç tüyo vermenin planında olanlar için faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Münih'in en güzel yanı, pazar günleri müzelerin yaklaşık yüzde seksenine girişin 1 euro olması. Şimdiye kadar gezdiğim hiç bir Avrupa şehrinde benzer bir uygulamayla karşılaşmadım. Bunun yanında her şehirde olduğu gibi Münih'te de şehir kartları var ulaşım ve müze girişleri vs. gibi masrafları kapsayan, ve bu kartların bir çok özelliklileri var şehir merkezini kapsayan sadece veya daha geniş bir alanı kapsayan 1 günlük 3 günlük gibi. Ama bu şehir kartlarının en güzel yanı partner özellikli şehir kartlarının olması. Yani iki kişiyseniz mesela 3 günlük şehir merkezi kartına kişi başı 35 euro dan 70 euro vermek yerine 45 euro gibi bir mebla ödeyip aynı özelliklerden faydalanabiliyorsunuz.
Chinesischer Turm
Ama benim bu gezim entellektüel :) kaygılar taşımadığından ben bu kart yerine sadece bir haftalık ulaşım kartı aldım. Yine Hauptbahnhof'da çeşit çeşit haritalar var bunlardan biri de zone haritası şehiri bir dairenin içinde farklı bölümlere ayırmışlar ve merkez 1 numaradan başlayarak dışa doğru büyüyerek numaralandırılmış. Mesela, Oberschleissheim 6 . zonedaydı ve şanslı olarak Dachau'da öyle. Dachau'da Nazi hükümetinin inşa ettirdiği ilk çalışma kampı bulunmakta. Bu kartın bir haftası için 25.30 euro gibi bir ödeme yaptım ve bu kartı bir hafta içerisinde sınırsız kullanma hakkı var ancak müze girişleri ve indirimleri dahil değil. Fazlasıyla yetti.
İkinci olarak, Bayern Ticket, olarak bilinen bir harika buluş var ki ne anlatmalara doyabilirim ne de genel olarak insan kullanmalara doyabilir. Bayern ticket, ya da Bavarya bileti Bavarya bölgesinde gün içerisinde gidiş-dönüş hakkı tanıyan sevimli mi sevimli bir bilet. Onu daha da sevimli kılan özelliğiyse grup kalabalıklaştıkça  fiyatın azalması, şöyle ki; tek kişilik bilet 24 Euro, 2 kişilik bilet 27 Euro, 3 kişilik bilet 35 euro, 4 kişilik bilet ne kadardı hatırlamıyorum ama kişi başına düşen miktar çok çok daha azdı. Mesela bu biletle Füssen'e Neuschwanstein Castle'a yani, Salzburga'a, Innsbrück'e, Chimsee'ye, Münih'in etrafındaki güzelim göllere köylere gidebiliyor indi bidi de yapabiliyorsunuz. Yaptık. :) Ama süper değil mi? Kalabalık gezmeli insan Bavarya'da bunu tecrübeyle öğrendim daha da unutmam. Fiyatlar kafelerde de restoranlarda da diğer Avrupa şehirleriyle kafa kafaya, benim için hayli pahalı, tabi ki bütçenize göre farklılık gösterebilir fiyat yorumları. :) Bu yazımı şimdilik burada kapıyorum ama, Dachau için ve hayallerimin gerçek olduğu Neuschwanstein Castle için iki ayrı yazı yazmayı planlıyorum, onları yazarken bir takım eklemeler yapabileceğimi düşünüyorum. Bu arada ister istemez girdiğim Kotbusser Tor ve Goethestrasse karşılaştırmamdan tabi ki Kotbusser Tor galip çıktı. Seviyorum Berlin'i ben ne yapayım ;)

Yorumlar

İzleyiciler

Diğer Popüler Paylaşımlar

Şeyh Bedrettin Destanı'ndan, Nazım Hikmet

Adım Adım Bullet Journal Hazırlama - Ekim Ayı Ajandası

Kasım Ayı Ajandası - Bullet Journal Tekniği