Teyze Anne Yarasıdır, İnanırım

İnci Beyza kavramları henüz öğreniyor ancak bir çoğunu algılamakta zorlanıyor. Aslında çok sorgulamaması gerekir ancak duyduğu her şeyi somutlaştırmak ihtiyacı hissediyor. Son zamanlarda da nereye gittiğim ile ilgili bir takım sorunlar yaşıyoruz. Aramızdaki bir diyalog:
İB: "Teyze, sen şimdi ODTÜ'ye mi gidiyorsun?"
K:  "Hayır teyzecim ben başka bir ülkeye gidiyorum."
İB:  "Başka bir ülke ne demek Ankara'ya mı gidiyorsun?"
K:  "Hayır teyzecim ben Ankara'dan taşındım ya hani, başka bir ülkeye gidiyorum ben konuşmuştuk ya daha önce. Biraz daha uzak Ankara'dan, genelde uçakla gidilir."
İB:  "Hmm, gezegenler mi var orada?"
K:   "Anlamadım ne gezegeni?"
İB:  "Uçakla uzaya gidiyorsun yaaaa?"
K:   "Yok teyzecim yok, öyle değil, uzağa gidiyorum ben uzaya değil. Başka ülkelerde insanlar başka diller konuşur, başka şekillerde giyinir, nasıl anlatsam bilmiyorum ki ben."
İB:  "Teacher gibi mi yani?"
K:   "Heh, evet teyzecim, teacher gibi başka dilleri konuşan insanların olduğu bir yere gidiyorum ben!"
İB:  "Ben olsaydım uzaya giderdim, orada gezegenler, yıldızlar var. Uzakta ne var acaba! Ben zaten hiç sevmedim uzağı, asla hoşlanmam uzaktan!"
K:   "Seni de götürürüm, birlikte kitap okuruz olmaz mı?"
İB:  "Ben uzağa gitmek istemiyorum ama senin yanına gelirim. Şimdi kitap okuyalım mı?"
K:   "Okuyalım hadi, ne okuyalım?"
İB:   "Kültürlü Kurt"
K:   "Yeni mi o kitap ben onu hatırlamıyorum."
İB:   "Sen almıştın ya akıllım, unuttun mu? Galiba, sanırım ki, sen uzağa gidince beni unutacaksın!"
...............
İnci Beyza benim yeğenim, 4.5 yaşında. Oldukça hırçın ve meraklı bir çocuk. Benim gibi de gıcık azıcık. Bazen kendime o kadar benzetiyorum ki, korkuyorum gerçekten bana benzeyecek diye. Bu durumu çok dillendirmesem de endişe duyuyorum içten içe.
Yanlış bir şey söyleyeceğim de, hayal dünyasında bin bir soruna sebep olacağım diye tutuluyorum çoğu zaman karşısında. Kitabını hatırlamadığım için onu unutacağımı düşünebilecek kadar kuran bir yapıya sahip çünkü. Yani bunu nasıl ifade edebilirim bilemiyorum başka türlü. Mesela evvelki gün okuluna gidip ona sürpriz yaptım, kendisi sürprizlere bayılır akranları gibi, iki koca kase de bonibon götürdüm ki, arkadaşlarıyla paylaşsınlar diye. Bu gece, annem İnci Beyza'ya soruyor, "Teyzen sana sürpriz yapmış memnun oldun mu?", "Evet, ben çok memnun oldum, galiba teyzem beni seviyor. Bonibonlar getirmiş arkadaşlarımla paylaşmam için ama hiç bir arkadaşım teşekkür etmedi biliyor musun, anane! galiba onlar memnun olmadı, sevmediler teyzemi galiba, ama ben seviyorum!". Ne değişik bir bakış açısı, yüzeysel bir soruya verilen ayrıntılı bir yanıt. Demek ki İnci Beyza için teşekkür sadece belli bir durum karşısında verilen bir yanıt ya da bir iletişim biçimi değil de, gerçekten bir memnuniyet ifadesi. Annemle aralarında geçen bu diyaloğa şahit olduktan sonra, teyzesinin nereye gittiğini anlayamaması onun için ne kadar sıkıntılı bir durumdur kim bilir bunu düşünmeye başladım.
Çocuk deyip geçmemek gerekiyor, insan yaşadıkça görüyor gerçekten. 4.5 yaşında da olsa, kendi başına bir birey olduğunu, bir karakter bir hayat inşa ettiğini unutmamak gerekiyor. Ben İnci Beyza'nın sürekli yanında olamadım gelişimine şahit olamadım, olamayacağım da. Onun için elinde çantası sürekli bir yerlere giden, bir yerlerden gelen, ona sürprizler yapan,  birlikte maksimum kitap okuyup bir kaç oyun oynadıktan sonra bir yolunu bulup kaçan, kimseyle paylaşmak istemediği bir teyzeyim, çünkü en az onun kadar sıkılıyorum ben de benzer şeyler yapmaktan ve mütemadiyen aynı mekanda bulunmaktan.
Onun gözünde, uzayla ODTÜ karışımı bir yere gidiyorum uçakla ve param olduğunda en kısa zamanda geri geleceğim. Onun için en kısa zaman yarın olduğundan, bir "olleyy" narası atıveriyor, neşeyle. İnsanı en çok üzen de bu işte, bir şeyin peşine takılıp gitmeyi, onunla bu neşeyi paylaşmaktan mahrum kalmayı göze alıyoruz da, döndüğümüzde hiçbir şeyin aynı olmuyor oluşu canımızı ölesiye acıtabiliyor. Bir daha ki geldiğimde İnci Beyza biraz daha büyümüş ve değişmiş olacak. Belki uzak ne demek, onu bile anlayabilmiş olacak, ama uzak nedir, nasıl öğrendiğine asla şahit olamayacağım. Umarım uzaklık başka türlü hislere sürüklemez kuzumu. Zira, birlikte okuyacak çok kitabımız,hakkında konuşacak çok hikayemiz olacak.

Yorumlar

İzleyiciler

Diğer Popüler Paylaşımlar

Şeyh Bedrettin Destanı'ndan, Nazım Hikmet

Adım Adım Bullet Journal Hazırlama - Ekim Ayı Ajandası

Kasım Ayı Ajandası - Bullet Journal Tekniği